Haftalık Porsuk Kültür Sanat Bülteni - 36
Hazırlayan: Porsuk Kültür Sanat Bülteni Editörü Ezgi Çavuş
Merhaba Sevgili Okur,
Biz geldik. Geçtiğimiz hafta, okulların yeni açılmasından mütevellit, hazırladığımız bülten bir türlü içimize sinmeyince karşınıza çıkmak istemedik. Bu hafta daha enerji doluyuz ama.
Haftanın kültür-sanat haberlerine göz atacağınız, çabuk okunan öykülerle dolu, mekândan mekâna uğrayacağınız Porsuk Kültür Sanat Bülteni’ne hoş geldiniz. Başlayalım mı?
S. EZGİ A.
15.10.2023
Yavru Porsuk'tan bir yeni kitap daha. Selene'nin maceraları devam ediyor. Porsuk Kültür kitaplığı için bir göz atın: www.porsukkultur.com
Çabuk okunan kültür sanat haberleri
Selim Kılıç @selimkilic48
Kültür ve Turizm Bakanlığının davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Mariinski Orkestrası Türkiye'de ilk kez konser verdi.
Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Birinci Kolordu Kumandanlığı'na ait belgeler, Trakya Üniversitesi Milli Mücadele ve Lozan Müzesi'nde sergilenmeye başlandı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye ile İsviçre arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde 37 tarihi eserin ülkeye getirildiğini açıkladı.
Bitlis'in Ahlat ilçesindeki "İç Kale"de yapılan kazı çalışmalarında Erken Tunç Çağı'na ait yerleşim tabakalarına ulaşıldı.
Bu yıl kırkıncısı düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 28 Ekim-5 Kasım tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılacak. Fuarın onur yazarı Nermin Abadan Unat olurken, ana teması ise “Yaşasın Cumhuriyet” olarak belirlendi.
Antalya Devlet Opera ve Balesi (DOB),"Carmen" balesini 12, 14 ve 17 Ekim'de sanatseverlerin beğenisine sunacak.
Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yılı etkinlikleri kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitimden İzler Sergisi ziyaretçilerini ağırlıyor.
Haftanın Sinematik Evreni
Ezgi Çavuş @ezgicavus_
013-17 yılları arasında beş sezon olarak yayınlanan Kanada yapımı bilim kurgu dizisi Orphan Black, altı yıl sonra geri dönüyor. AMC+'ta yayınlanacak olan spin-off dizisi Orphan Black: Echoes'dan ilk fragman yayınlandı.
Bu yılın dikkat çeken korku filmlerinden biri olan "The Boogeyman"in yönetmeni Rob Savage, bir başka Stephen King öyküsünü daha beyaz perdeye taşımak istiyor.
Başlangıçta, King'in 1973 tarihli aynı adlı kısa hikayesinden uyarlanan "The Boogeyman"in dijital olarak Hulu'da yayınlanması planlanmıştı. Fakat filmin test gösterimleri o kadar başarılı oldu ki 20th Century Studios, filmi vizyona sokma kararı aldı. Karışık eleştirilerle karşılanan "The Boogeyman" yine de dünya çapında 67 milyar dolardan fazlasını kazanmayı başardı.
Warner Bros. merakla beklenen müzikal uyarlaması "The Color Purple"ın ikinci ve daha uzun fragmanını yayınlandı.
Proje, Alice Walker'ın 1982 tarihli Pulitzer ödüllü romanından uyarlanan 2005 yapımı, Tony ödüllü sahne müzikaline dayanıyor. 1900'lerin başında geçen roman, güneyli bir kadının kırk yılı aşkın süredir verdiği mücadelelerin öyküsünü anlatıyor.
Pablo Larraín, bir diva olarak tanımlanan efsanevi şarkıcı Maria Callas'ın hayatını anlatacak olan , Haluk Bilginer ve Angelina Jolie’nin başrolü paylaştığı yeni filminden, Maria Callas rolündeki ilk iki fotoğrafını yayınladı. Maria, gerçek hikayelere dayanarak, dünyanın en büyük kadın opera sanatçısının 1970'lerin Paris'indeki yalnızlığının son günlerini merkezine alarak onun hareketli ve trajik öyküsünü anlatacak.
Mekân Sözlüğü
S. Ezgi Akyıldız @seakyildiz,
TEVFİK FİKRET’İN EVİ- MEKÂN SÖZLÜĞÜ
“Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.”
Aslında bu bölümde bedenen içinde bulunduğum mekânların benim üzerimdeki tesirinden bahsediyorum fakat bu hafta ruhen, bir rüyanın en derinlerinde penceresinden baktığım Tevfik Fikret’in Aşiyan’daki evini hayalimden anlatmak istiyorum.
Zamanında birçok edebiyatçıyı ağırlayan bu evin tahtalarının üzerinde beni gezdiren neydi hiç bilmiyorum. Üstelik, şu an müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor olmasına rağmen önünden bile geçmedim. Fakat rüyamda, oldukça modern dekore edilmiş mutfak kısmında, Tevfik Fikret’i ziyarete gelen Şair-i Azam için kahve pişiriyordum. Öylesine gerçekçi bir rüyaydı ki kahvenin kokusu burnuma geldi. İşte şimdi kalkar kalkmaz, tesiri geçmeden mekân sözlüğüne koymak istedim bu hayalimdeki hatırayı.
Hayra yormaya tercih ediyorum çünkü bu aralar gerçekten edebiyatla yatıp edebiyatla kalkıyorum. İstanbul’a sırf Aşiyan yollarından seslenmek için yolumu düşüreceğim.
Bi'yografi
Özge Sever Kutkan @kalbinesaklanan
Göklerin Beyaz Kartalı; Sabiha Gökçen
Bu hafta ve bu ay boyunca Cumhuriyet tarihinde adından onurla bahsettiğimiz kadınları anacağız. Ekim ayının ilk pazarında gökyüzünün ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen’i ağırlıyoruz.
Sabiha’ya Gökçen soyadını, 1934 yılında çıkan soyadı kanununda manevi babası Atatürk verir.
Göklerde dolaşan Sabiha, Türk kadınını dünyaya tanıtır. Gökçen, “Dünya Tarihine adını yazdıran 20 Havacıdan biri" seçilir. Bu ödüle layık görülen ilk ve tek kadın havacı olarak hâlâ bizi onurlandırmaya devam ediyor.
“Beni çok mutlu ettin… Belki de dünyada ilk askerî kadın pilot olacaksın… Bir Türk kızının dünyadaki ilk askerî kadın pilot olması ne iftihar edici bir olaydır.” M.Kemal Atatürk
Uçuş hayatı boyunca birçok madalya alan Gökçen, son uçuşunu 1996'da 83 yaşındayken Fransız pilot Daniel Acton eşliğinde Falcon 2000 uçağıyla yaparak uçmaya veda etse de adı halen göklerde.
Hayatı boyunca 8 bin saate yakın uçuş gerçekleştiren ve 32 farklı askeri operasyona katılan Gökçen’in ismi İstanbul’da 2001 yılında açılan havalimanında ve kalbimizde yaşamaya devam ediyor.
bir şiir bir kelime
Orhan Haşim Elmalı @orhanhasim
İçimde Bir Şeyler
Oğuzhan Acar @mustbecover
‘‘Ercüment Çözer’’
Dijital Çizim / 35x50 cm 2023
Eskilerden Ezgiler
Ezgi Çavuş @ezgicavus_
Halestorm
Halestorm, Amerikalı rock grubu olan bir müzik grubudur.
Grup, 1997 yılında Lzzy Hale (vokal ve ritim gitar), Arejay Hale (davul), Josh Smith (bas gitar) ve Joe Hottinger (gitar) tarafından kurulmuştur.
Halestorm; klasik rock, hard rock, heavy metal ve alternatif rock gibi farklı müzik türlerini bir araya getiren bir tarza sahiptir. Müzikleri; enerjik, güçlü ve çoğu zaman duygusal bir nitelik taşımaktadır. Lzzy Hale'in vokal yetenekleri, grubun belirgin bir özelliğidir ve birçok dinleyici tarafından takdir edilir.
Halestorm, kariyeri boyunca birçok başarı elde etti. İlk stüdyo albümleri "Halestorm" 2009 yılında piyasaya sürüldü ve özellikle "I Get Off" ve "It's Not You" gibi şarkılarla tanındı. Daha sonra çıkardıkları albümler arasında "The Strange " (2012), "Into the Wild Life" (2015) ve "Vicious" (2018) bulunur.
Grup, "Love Bites (So Do I)" adlı şarkılarıyla 2013 Grammy Ödülleri'nde En İyi Hard Rock/Metal Performansı dalında ödül kazandı. Ayrıca, Halestorm'un Lzzy Hale ve diğer üyeleri, rock müziğindeki cinsiyetçi stereotipleri ve ön yargıları sık sık eleştiren ve cinsiyet eşitliği için mücadele eden bir tavır sergiliyorlar.
Halestorm, canlı performanslarıyla da bilinir ve birçok uluslararası turneye çıktı. Grup, rock müziği sevenler arasında geniş bir hayran kitlesi bulmuş ve rock müziğin gelecekteki temsilcilerinden biri olarak kabul edilir.
Lzzy Hale ve Arejay Hale, grubun temel üyeleridir ve kardeşlerdir. Grup, enerjik sahne şovları ve müzikal yetenekleriyle tanınır ve rock müziği sahnesinde önemli bir yere sahiptir.
Hikayeler Kısa-Mevzu Büyük
Rahatsız Kanepe @rahatsizkanepe
“Tanus”
Bu aralar herkes yaşamın sıkıcılığından ve ülkenin berbat durumundan bahsediyor. Her gün yeni tüketim enstrümanları üretiliyor, ihtiyaçlar yeniden şekilleniyor ve durup dururken sahip olamamak üzücü bir hal alıyordu.
15 yıl önce aldığım, bir zamanların bordo şaheseri 1987 model Ford Tanus ile olan samimi birlikteliğimiz, zamanla tamircilerin kirasını öder hale gelmeye başladığında, onunla olan ilişkim de yara almıştı. Parlak zihinlerin usta ellerle birleşerek yarattığı metal parçasına kızamadığımdan, satışa çıkarıp ona veda etme kararı aldım. Lao Usta, Ruhun Gıdası isimli şiirinde "Bırakmaktır kalmasını sağlayan" diyordu. Ben de Tanus'u bırakıp onu iyi anılarla hatırlamak istiyordum.
Güneşli bir öğle vakti, ütüsüz beyaz gömleğimi giydim ve son kez Tanus'a binip turlamak istedim. İlginçtir ki, ilk marşa bastığımda çalıştı. Yola çıktığımda adeta ilk günlerdeki gibi süzülüyordu asfaltta. Şehrin dışına doğru uzayan dağ yollarının virajlarında buldum kendimi. Ağır fakat emin adımlarla devam eden serüvenin kıvrımlı akışında her şey yolundaydı. Güneş ağaçların dallarına çarpıp çevreye saçılıyor, kuşlar vurulmadan göç yollarında sakince ilerliyordu. Tanus'la yaşamın sürreal hoşnutluğunda veda ediyorduk birbirimize.
Birden direksiyon kilitlenip ön taraf yere çökünce kontrolü kaybettim ve frene basarak durmayı da başaramadım. Tanus, tüm gücünü harcamış ve bütünlüğünü tamamen kaybetmişti. Anlaşılan beni de beraberinde götürmek istiyordu. Lao Usta yanılmış olamaz mıydı? Tanus'la tepeden aşağı bitmek bilmeyen eğimde ilerlerken, birden kayalıklara çarpıp durduk. Tanus'un yarısı boşlukta, diğer yarısı kalan boşluğu dolduran kayalığın üzerindeydi.
Karşımda batan güneş, altında her şeyden habersiz zamanı tüketen şehir, ağaçlarla kaplı tepeler, yavrusuna hayatta kalmayı öğreten ayı, turistleri eğlendirmek için sahibinden kırbaç yiyen fil, borsada tüm parasını kaybedip çalıştığı plazanın yarım açılan penceresinden kendini bırakan Yusuf ve Roger Waters'ın "Is this the life we really want?" albümü birbirine yaslanıp evrendeki yerimi belirliyordu.
Tanus'un direksiyonunu sıkmaktan terlemiş ellerimi sakince çektim. Kapıyı dikkatlice açıp dışarı çıktım. Tanus'a veda ederken, kendini aşağı doğru bırakacağını umuyordum. Böyle görkemli bir son için Tanus'un indiğim anda uçurumdan düşmesi gerekiyordu. Yaklaşık yarım saat bekledim. Albüm bitmiş, ortalık sessizleşmişti. Eve dönmem gerekiyordu. Tanus'un yanına gidip önce fotoğrafımızı sonra da fişini çekip aşağı düşmesini izledim.
Çok İyi İşler
Sergi, müze, bienal tavsiyelerimiz çok iyi işleri bulup çıkaran Çok İyi İşler kurucu editörü Rumeysa Kiger'den!
Takip için -- @cokiyiisler @rumeysakiger
Şeytanın bacağını 41. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi açılışına giderek kırdım. Yaz boyu ev taşıdım, çeşit çeşit bitki baktım, sanat ortamının ve tabii ki memleketin krizlerini gördükçe ve duydukça ne olacak bu halimiz diye sil baştan kederlendim. Yine de yeni sezona umutla girmeye çalışıyorum. İyi de oluyor. Şener Yılmaz Aslan’ın bu fotoğraf serisi mesela, en zor zamanlarda bile iyi bir şeyler görebilmekle ilgili bence. Marsilya’da evden eve geçtikten sonra en son Claude Monet sokağında kaldığı bir evin odalarındaki ışığı fotoğraflayıp durmuş Aslan. Birçoğunu çok beğendim. Ona Kadıköy’deki eski evini de hatırlatıyormuş burası. Bu benzerliği hissetmemek elde değil cidden. Devamında da sergiden beğendiğim diğer işleri görebilirsiniz. Ferhat Özgür’ü açılışta göremediğime üzüldüm ancak bir yarışmadan bile böyle tatlı bir sergi çıkarması çok hoşuma gitti. 4 Kasım’a kadar sürüyor. İstiklal Caddesi’nden geçerken gezmelik.
Notları
Öykü, Deneme, Araştırma, İnceleme türlerindeki yazılarınızı Porsuk Kültür Dergi'de yayınlanması için gönderebilirsiniz. Ekim dosya konusu SON.
İllüstrasyonlarınızla Porsuk Kültür'de yer almak isterseniz, bize portfolyonuzu içeren bağlantının bulunduğu bir e-posta göndermeniz yeterli. Editörlerimiz sizinle iletişim kuracaktır.
Kitap tanıtım ve Marka&Proje işbirlikleri için mail adresimizi kullanabilirsiniz.
Twitter- @PorsukKultur Instagram- @porsukkultur bilgi@porsukkultur.com
Son Hatırlatmalar
Bu bülteni her Pazar saat 10.00'da okumak isterseniz ve henüz abone değilseniz sayfadaki forma e-posta adresinizi yazmanız yeterli.
Bu bültenden faydalanacağını düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa lütfen adresini onlarla da paylaşın.
Mutlu bir hafta diliyoruz herkese, Pazar günü görüşmek üzere. 10.00'da.
Sevgiler ☘️