Haftalık Porsuk Kültür Sanat Bülteni - 39
Hazırlayan, Porsuk Kültür Sanat Bülteni Editörü: S. Ezgi AKYILDIZ
Merhaba,
Kasımı da bitirmek üzereyiz. Bu benim için çok güzel bir gelişme çünkü yılın en sevdiğim zamanı geliyor demektir.
Google’ın hava durumu raporları gerçeği yansıtıyorsa eğer yarın kar geliyormuş. Bugün zaten ülkenin hemen hepsi yağmurlu. Bülten okumak için çok iyi bir gün. Başlıyoruz.
S. EZGİ A.
Çabuk okunan kültür sanat haberleri
17.11.2023- Sunucu, yazar ve seslendirme sanatçısı Metin Uca’yı kaybettik.
NEVÜ Öğretim Üyesi Dr. Can Erpek'in bilimsel danışmanlığında Örenşehir arkeolojik kazı çalışmaları tamamlandı
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Fen - Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Can Erpek'in bilimsel danışmanlığında, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle gerçekleştirilen 2023 yılı arkeolojik kazı çalışmaları tamamlandı. Örenşehir Mahallesi'nde gerçekleştirilen kazılar, İç Anadolu Bölgesi'nde hem mekân sayısı hem de zemin mozaiklerinin kapladığı alan açısından en büyük konut yapısını ortaya çıkardı.
Bram Stoker'ın klasik eseri Dracula'nın görkemli hikâyesini seyirciyle ilk kez buluşacak müzikler ve birbirinden ilginç performanslarla sahneye taşıyan 'Dracula' müzikali, Aralık ayında İzmir, İstanbul ve Eskişehir'de sahnelenecek.
Bram Stoker’ın klasik eseri Dracula’nın görkemli hikâyesi sahne sanatlarıyla bir araya geliyor. İlk kez dinleyici karşısına çıkacak müzikleriyle tarifsiz bir seyir zevki yaşatacak “Dracula” müzikali, Kumbara Görsel Sanatlar prodüksiyonu ile Türkiye’de sahneleniyor. Müzikal, 7 ve 8 Aralık’ta İzmir Bostanlı Suat Taşer Salonu, 12 Aralık’ta İstanbul Kozzy Gönül Ülkü- Gazanfer Özcan Sahnesi ve 18 Aralık’ta Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluşacak.
Yürek Hakkı: Tomris Uyar’ın Yazı-İmge Dünyası Sergisi Açıldı
Nilüfer Belediyesi, Necmi Sönmez küratörlüğünde gerçekleşen Yürek Hakkı: Tomris Uyar'ın Yazı-İmge Dünyası adlı sergiye, 11 Kasım tarihinde Nâzım Hikmet Kültürevi’nde ev sahipliği yapmaya başladı.
2013 yılından beri her yılı bir yazara adayan Nilüfer Belediyesi, 2023’ü Tomris Uyar yılı ilan etti. Buradan hareketle yola çıkan Yürek Hakkı: Tomris Uyar'ın Yazı- İmge Dünyası sergisi ise öyküleri ve çevirileriyle Çağdaş Türk Yazınında yer edinen Tomris Uyar’ın “üretim süreçlerine” yoğunlaşıyor.
Sergi 14 Ocak 2024 tarihine dek ziyaret edilebilecek.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Kasım ayı programı şöyle:
Haftanın Filmi
Buğra Mert ALKAYALAR @bugralkayalar_
Amazon Prime yapımı olarak karşımıza çıkan Bihter, Halit Ziya Uşaklıgil'in kült eseri Aşk-ı Memnu'dan uyarlanıyor. Film, bilindiği üzere ailesinden kaçış olarak gördüğü zengin ancak kendisinden büyük olan Adnan Bey ile evlenen Bihter'in gönlünü ailenin çapkını ve yakışıklısı Behlül'e kaptırmasını ve aralarında başlayan yasak aşk ile meydana gelen kaosu anlatıyor. Filmin yönetmen koltuğunda Zenne ve Bergen filmleriyle tanınan Mehmet Binay ile Caner Alper ikilisi yer alıyorken uyarlama senaryodaysa Çıplak ve Beni Sevenler Listesi projeleriyle tanınan Merve Göntem yer alıyor. Filmin başrollerindeyse Farah Zeynep Abdullah (Bihter), Boran Kuzum (Behlül), Osman Sonant (Adnan Bey) ve Hande Ataizi (Firdevs Hanım) gibi ünlü oyuncular yer alıyor.
Bihter, çok sevilen Aşk-ı Memnu (2008-2010) dizisinin aksine romandaki dönemde geçiyor ancak direkt olarak Bihter'e ve yaşadıklarına odaklanıyor. Bunu yaparken ise dördüncü duvarı yıkarak film boyunca Bihter'in izleyiciyle etkileşimde bulunmasını tercih ediyor. Bu tercih son dönemin meşhur dizisi Fleabag'i (2016-2019) akıllara getiriyor. Bihter, etkileyici prodüksiyonuna ve başarılı sinematografisine rağmen Türk genel izleyici kitlesinin alışık olmadığı cesur sahneleriyle ve romanın dışına çıkan kararlarıyla yayınlandığı günden itibaren çoğunluğun nefretini topluyor.
The Killer, Fincher ve Fassbender severler için kesinlikle izlemeye değer ancak ne kadar tatmin eder orası tartışılır.
Mekân Sözlüğü
S. Ezgi Akyıldız @seakyildiz,
İlk Otobüs
Yalnızca sabah işe yetişmeye çalışınca fark ettiğim bir mekân. Yürüyen bir mekân bu hafta. Bizimki gibi küçük şehirlerde ulaşım 7/24 sürmez elbette. Gece yarısında biter, sabah daha gün doğmadan başlar.
6.20, şehir içi otobüsündeyim bu hafta. Çok sevdiğim bir yazarın kitabında bir yerlerde geçiyor sabah mesaisine yetişmeye çalışanların sıcak börekle ellerini ısıtmaya çalışması. Bu otobüstekilerin hepsi aynı kişiymiş gibi geliyor. Hepsi aynı sıcak böreğe ulaşabilir mi bilmem ama hiç değilse her gün birbirlerine ve iş yerlerine ulaşıyorlar.
Kış saatine geçmeyen yurdum insanlarına sabır diliyorum. Şu an hava -2 çünkü!
İçimde Bir Şeyler
Oğuzhan Acar @mustbecover
"Ters-Düz" / Dijital Çizgi
Hikayeler Kısa-Mevzu Büyük
Rahatsız Kanepe @rahatsizkanepe
“FARKINDASIZLIK”
FARKINDASIZLIK
İç mimar birinin seçimlerinden oluşan mekanda oturmuş, keyifle "Yağmur ormanlarının kalbinden fışkırıp rahatlatan, insanı eritirken serinleten hindistan cevizi aromalı bitki çayı" isimli içkisini yudumluyordu. Etraftaki her şey insanların düşüncelerinden oluşuyor, çoğalmaya devam ettikçe, yeni yeni şeyler eskilerin üzerini kaplıyordu.
Ayaz'ın gözleri, birden kaldırıma park etmeye çalışan arabaya ilişti. Araba o kadar güzeldi ki, kalbinin atışları hızlanmıştı. Adeta şuur halinden hayal alemine bir kapı görevi görüyordu. Düşünmeye başladı onunla yapabileceklerini. Herkesin dikkatini çekmek değildi amacı fakat ilgi görmek de fena olmazdı hani. İlgi, var olmamıza değer katan elmas gerdanlık gibiydi.
Hayat, futbol maçları gibi yaşanıyordu her nedense. Önemli olan maçı kazanmaktı. Fairplay'i savunanlar, hırçınlığını baskılayamayanlar, üstün olmak isteyenler, bir şey olmak isteyenler, sakatlanıp bir daha görünmeyenler... Seyirci tatmin olduğu sürece sorun yoktu. Oynayanlar da aidiyet buldukları ve ceplerini parayla doldurdukları sürece sorun görmüyor, bir ömür böyle geçip gidebiliyordu. Yerlerine hep birileri geliyor, oyuncular ve seyirciler sürekli değişiyordu.
Ayaz, kredi başvurusunda bulunup arabayı aldı. İlk gün aracı teslim alırken ayda yürüyor gibiydi. Evrakları imzaladı. Satıcı, yarım saat arabanın özelliklerinden, sigorta ve garanti şartlarından bahsedip, km bakımlarından yağ değişimine kadar bir çok noktaya parmak basarken Ayaz, hiçbirini dinlemiyordu. Sonunda satıcının elini sıkıp arabaya bindi. Gözlerini kıstı. Gaza bastığında yumuşak bir çıkış yaptı ve ağır ağır caddenin yüzüne vuran rüzgarına doğru kendini saldı. Ancak maç trafiği vardı Fenerbahçe'de. Etrafta meşaleler yanıyor, marşlar içkiyle birlikte biraz sonra stadta lazım olacak sesleri kısıyordu. Zaten kimsenin maçı umursadığı da yoktu. Ama Ayaz'ın umursadığı şeyler vardı. Arabasını bu hengameden kurtarmalıydı. Ya bir şey olursa, diye amigdalası bir çok hormonu tetikliyor, görüp hissetmediği iç dünyasında neler neler yaşanıyordu. Neyseki herhangi bir olay olmadan evine ulaştı. Otoparka girdiğinde rahatlamıştı.
Arabasını kullanabildiği sürece kredi taksitlerini ödeyecek, her ay aynı ölçüde para kazanacaktı. Çünkü para kazanamazsa tersine bir süreç başlıyordu. Koltuk takımları ve beyaz eşyalarını aldığında da böyle bir sürece dahil olmuştu. Zamanında anlamsız ama şimdi zorunlu bir ihtiyaç olan maddi ağırlıklar, her daim insan gelişiminin yeniyle eskiyi takas etmesi prensibine dayanıyordu. Çıplak ayaklar ve terliksi ayakkabılardan Convers'lere geçiş yapan insanlık, onsuz yapamayacağı bir geleceği, geçmişin soluk demodeliğine tercih ediyordu her seferinde.
Ayaz, ertesi hafta araba anahtarlığını gayri ihtiyari hızla çıkarıyor, ilk zamanlar alışamadığı direksiyondaki tuşları düşünmeden kullanabiliyordu. Anahtarı hızla çevirip gaza bastığı her an, ilk zamanlardaki heyecanını unutturuyor, kızların dikkatini de çektiğinden, arabasının ekmeğini çiğnemeden yutuyordu. Arabaların bir yerden bir yere ulaştırma özelliğinin yanında, anlayamadığı şekilde bu özelliği de yoğun olarak kullanılıyordu. Mutluluğun bu kadar kolay olduğunu neyseki bilmediğinden, çünkü bilse bu kadar şuursuz olamazdı, bir süre böyle devam etti günler, aylar, geceler ve gezen tavuklar...
Ertesi yıl, 'Tekrar Baskılaması' denilen şey yüzünden karşımıza çıkan şeylere beynimizin verdiği tepki giderek azaldığından, arabası ilk günkü kadar keyif vermemeye başlıyor, hatta benzini biraz fazla mı yakıyor acabalara kadar giden bir süreç, gel-gitler gibi düşüncelerini yavaş yavaş dolduruyordu.
Kızlardan da, arabasından da, işinden de çok sıkılmıştı. Çünkü trend, her şeyden sıkılmayı gerektiriyordu. Anı yaşamanın verdiği hazza, çok fazla düşünmenin yarattığı tahribata, hedeflerin çökerttiği hayatlara ve sporsuzluktan düşen omuzlara bir şeyler gerekliydi. Bıraktıkları yemek artıklarıyla kaç kişinin doyacağını bilmeden, bir türlü doyuramadıkları beyinlerindeki haz bölgesinin farkındalıksızlığında, oradan oraya fırlatılıyorlardı.
Şiddet, seks, yozlaşma ve bir çok olumsuz faktörün arasında varolma savaşı veren Ayaz, içkisinden bir yudum daha alarak hafif çakır adımlarla aheste aheste bardaki kadına doğru ilerlerledi. Yerde yanan büyük muma takılıp düşerken o sırada; ormanlar yanıyor, canlılalara zorbalık ediliyor, insanlar köleleştiriliyor, klinik vaka dolu dünya, ayaklarının altından kayıp gidiyordu.
Güzel şeyler de olmuyor değildi. Bazı zamanlarda bir kişide oluşan bilinç, ışığıyla tüm gezegeni aydınlatabiliyor, umudun gaz lambasını her tarafa özenle yayabiliyordu. Yaşamayı devam ettiren de belki buydu ve olan zaten oluyordu.
Haftanın Kitabı
S. Ezgi Akyıldız @seakyildiz
Şükran Yiğit- Bir Kış Yolculuğu
“‘Nasılsın?’ diye sorulduğunda içimden bir çığlık gibi yükselen ‘Yalnızım, çok yalnızım,’ sözcüklerini söylememeyi başarıyor ama yine de sebebini ve kaynağını pek anlayamadığım tuhaf bir denge içinde hayatımı sürdürüyordum. Karım öleli altı yıl olmuştu.”
Kitap, son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı. Çok bir söz söylemeye lüzum görmüyorum. Diyebilirim ki, fazladan yazılmış tek bir kelime yok.
SİNEGASTRO
Takip için -- @sinegastro
Sinemadaki gastronominin bir fenomene dönüşmesi olayı bu. Takip motivasyonu herkesin farklı olabilir tabii ama benim bu deliliği sürdürebilmede temel motivasyonum yazmak. Uzun paragraflar instagram algoritmasında pek işe yaramıyor farkındayım ama okuyanlara ve okuduğunu bana hissettirenlere ayrıca teşekkür ederim. 🌹
BU HAFTA: Rosetta
Bİ’ KAHVE!
Emre Şanlı, Deep Orange Coffee (DOC.) @deeporangecoffee
Kahve demlerken birçok fazla etken durumun varlığından söz etmiştim. Bu yazıda en önemli parametrelerin başında gelen su faktöründen bahsedeceğiz. Kahve demleme eyleminde hem suyun ppm değeri hem de suyun sıcaklık derecesi elzem bir konudur. Genellikle kahve demleyen kişiler ppm ölçer ve ısı ayarlı bir su ısıtıcısına sahiptir. Bu durum hem kontrollü bir demleme yapmayı hem de her defasında aynı kahveyi içebilmenin olanağını sağlamaktadır. Ppm ölçer suyun içerisindeki çözünmüş katıların miktarını ölçmek için kullanılır. Suyun sertliğine göre toplam çözünme miktarı değişeceği için su değişikliği kahvenin tadına doğrudan etki yapmaktadır. Aynı şekilde suyun sıcaklığı da keza aynı işlevi görmektedir. Kahveyi nasıl bir su ve hangi sıcaklık derecesi ile demleyeceğimizi kahve paketlerinin üzerindeki künyeden yola çıkarak tahmin etmek mümkündür. Birkaç denemenin ardından ise size uygun kahveye ulaşabilirsiniz.
Elimizdeki suyun mineral bakımında zengin olması da içtiğimiz kahvenin katmanlı olmasına sebep olmaktadır. Demlenen kahvenin dengeli olması bize demlemenin doğru gittiğini göstermektedir. Aksi takdirde kahvenin az çözünmesi ve ya çok çözünmesi damak için keyifsiz bir deneyimdir. Yine de kahve kişisel bir deneyimdir ve herkesin damak zevki farklı olacağından en iyi kahve sizin damağınıza uyum sağlayan kahvedir.
Notlar
İllüstrasyonlarınızla Porsuk Kültür'de yer almak isterseniz, bize portfolyonuzu içeren bağlantının bulunduğu bir e-posta göndermeniz yeterli. Editörlerimiz sizinle iletişim kuracaktır.
Kitap tanıtım ve Marka&Proje işbirlikleri için mail adresimizi kullanabilirsiniz.
Twitter- @PorsukKultur Instagram- @porsukkultur bilgi@porsukkultur.com
Son Hatırlatmalar
Bu bülteni her Pazar saat 10.00'da okumak isterseniz ve henüz abone değilseniz sayfadaki forma e-posta adresinizi yazmanız yeterli.
Bu bültenden faydalanacağını düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa lütfen adresini onlarla da paylaşın.
Mutlu bir hafta diliyoruz herkese, Pazar günü görüşmek üzere. 10.00'da.
Sevgiler ☘️